AĞIZ, DİŞ ve ÇENE CERRAHİSİ

image

1.DİŞ İMPLANTI

Diş hekimliğinde implant yaşadığımız yüzyılın en modern ve verimli uygulamasıdır. Modern tıpta kemik kırıklarının fiksasyonu için kullanılan malzemelerin modern diş hekimliğinde uygulanması ile doğmuş olan implant tedavisi, diş hekimliğinde başarı oranı en yüksek olan tedavidir. İmplant, eksik diş bölgesine titanyum hazır diş kökü benzeri yapıların fiksasyonudur.

Nasıl Uygulanır?

Diş hekimliğinde implant tedavisi tek aşamalı cerrahi bir işlem olup sonrasında hastanın dişsizlik durumuna göre idâme planı hazırlanan ve her aşaması dikkatle yapılması gereken bir işlemdir. Tek diş eksikliklerinde, kısmi diş eksikliklerinde ve tam dişsizlikte de farklı tedavi prosedürleri ile başarılı sonuçlar alınarak tedavi tamamlanır.

2.ÇENE CERRAHİSİ

Aşırı çürük veya travmaya uğramış dişlerin çekilmesi, çene bölgesinde izlenen yumuşak doku-sert doku kistleri, yumuşak doku veya diş kaynaklı apselerin tedavisi cerrahi müdahale gerektirdiğinde ilgili bölge diş hekimince opere edilir. Gömük 20 yaş diş ve diğer gömük dişlerin cerrahisi de ilgili bölgede lokal anestezi ile uygulanan küçük operasyonlardandır.

1. Ağız-Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi denilince ne anlıyoruz?

Ağız-Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi; diş hekimliğinin ağız, dişler ve çeneler ile ilgili hastalıklarının, yaralanmalarının ve bozukluklarının tanı ve tedavisi ile ilgili bir cerrahi branşıdır. 

2. Bu hastalık ve bozukluklar nelerdir?

Başta diş çekimleri olmak üzere; gömülü dişlerin cerrahi çekimleri, protez öncesi cerrahi ile ağzın proteze hazırlanması, implant uygulamaları, ağzın yumuşak dokuları ve dişetlerinde görülen prekanseroz yapıların tedavisi, çenede apse, kist ve tümörlerin tedavisi, çene-yüz anomalilerin tedavisi, çene kırıklarının tedavisi, çene eklemlerinin tedavisi, dudak ve damak yarıklarının tedavisi gibi çok yaygın bir konuyu kapsar.

3. Çene Cerrahisi açısından düşünürsek diş hekimliği kliniklerine en sık hangi vakalar gelir? Tedavisi nasıl olur?

Diş çekiminden sonra çene cerrahisinde en sık yapılan operasyonlardan biri gömük dişlerdir En sık 20 yaş dişleri ile kanin dişi (köpek dişi) dediğimiz dişlerde rastlanır. Lokal anestezi altında opere edilir.

4. 20 yaş dişi ameliyatı nasıl yapılır? Zor bir işlem midir?

Çok zor bir işlem değildir. Anestezi tam olarak yapıldığında hasta ağrı duymaz. Öncelikle gömülü dişin üzerindeki yumuşak doku, ardından da sert doku uzaklaştırılır. Gömük diş çıkartılır ve yumuşak dokular birleştirilerek dikilir. 7 gün sonra da dikişler alınır.

5. Çene ekleminde ne gibi rahatsızlıklar görülür? Tedavisi nedir? 

Çene eklem bölgesinde ağrı veya eklemde fonksiyon bozukluğu olan kişilerin sayısı sanıldığından daha fazladır. Ağzı açma kapama sırasında eklemde farklı bir ses olur, yemek yemede ağrı, sabahları ağız açmada güçlük, hiç açamama, dişlerini kapatamama gibi problemler görülür. Tedavisi etkene göre değişir. Örneğin rahatsızlık diş gıcırdatmaya bağlı ise özel plaklar yapılır veya düşük enerji seviyeli lazer uygulanır. Çeşitli ilaçlar verilir.

6. Çene ve yüz kemiği kırıkları nasıl tedavi edilir? 

Çene kırıkları genellikle yüz yaralanmalarına eşlik eder. Üst çene, alt çene, damak, elmacık kemikleri ve göz çukurunda oluşan kırıklar sonucu, soluk alıp verme, görme, konuşma ve yutma fonksiyonlarında aksaklıklar ile travmaya bağlı yüz deformiteleri gelişebilir. Çene ve yüz kırıklarının tedavi prensipleri, kol veya bacak gibi, vücudun diğer bölgelerinde görülen kırıkların tedavi prensipleri ile aynıdır. Kırılan kemik parçaları eski haline getirilip, birbirleri ile kaynaşıncaya kadar hareketsiz tutulur. Kırık parçalarının eski haline getirilip sabitlenmesinde duruma göre, açık yöntem yani cerrahi yaklaşım, ya da kapalı yöntem, diğer bir deyişle konservatif tedavi yöntemleri uygulanabilir.

7. Yaygın görülen çene ve yüz deformiteleri nelerdir?

Çenelerin gelişimi ergenlik çağına kadar devam eden ve birçok faktörden etkilenen karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte ortaya çıkacak olumsuz etkenler;
* Çenelerin birbiriyle uyumsuz olarak gelişmesine 
* Diş çapraşıklıklarına, 
* Konuşma bozukluklarına 
* Çiğneme, yutkunma ve ısırma problemlerine, 
* Nefes alma problemlerine yol açabilirler. 
Çenelerin uyumsuz olarak kapanması, uzun dönemde dişlerin ve dişetlerinin sağlığını da tehlikeye atabilir. Ayrıca çene uyumsuzluğu, yüz estetiğini de olumsuz etkiler.

8. Çene ve yüz deformiteleri nasıl tedavi edilir?

 Çene deformitelerinin tedavisinde geçerli yöntem, çenelerin cerrahi müdahale yoluyla düzeltilmesidir. Ortodontik tedavi, cerrahi girişim öncesinde dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ve çenelerin ameliyata hazırlanması açısından gereklidir. Ameliyat sırasında da, çenelerden birisi ya da her ikisi, estetik ve fonksiyonel açıdan olması gereken en uygun pozisyona getirilerek sabitlenir. 

9. Çenedeki kistler hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Operasyon şart mıdır? 

Kistler çenelerde dişlere bağlı veya dişlerden bağımsız olarak yumuşak dokulardan kaynaklanabilir. Mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmediği takdirde büyüyerek estetik ve fonksiyonel bozukluklara neden olabilirler. Çene kemiğinde kırıklara bile neden olabilirler. 

10. Ağız içinde; dilde, yanakta, dil altında, damakta oluşan her şişlik veya renk değişikliği tehlikeli bir hastalığın habercisi midir? 

Hayır. Ancak yine de vücuttaki birçok rahatsızlığın başlangıç bulgularının ilk görüldüğü yerlerden bir tanesi ağız içidir. Dolayısıyla, bu tip oluşumların takibi yapılmalı ve eğer ciddi rahatsızlık bulgularını taşıyorsa, tedavisine gecikmeden başlanmalıdır. 

11. Protez yapılmadan önce ağızda cerrahi bir hazırlık yapmak gerekir mi? 

Her hastada olmasa da bazı hastalarda protez öncesi cerrahi bir müdahale yapmak gerekli olabilir. Özellikle uzun zaman önce dişlerini kaybetmiş veya ileri yaştaki hastalarda ağızda protezin oturacağı kemik alan olmayabilir. Kimi zaman da kullanılan eski protez ağızda vuruklara ve bir takım doku düzensizliklerine sebep olmuş olabilir. Dolayısıyla bunlar düzeltilmeden sağlıklı bir ölçü alıp, uygun bir protez yapmak mümkün olmayacaktır.

12. Diş kaynaklı apselerin (enfeksiyonların) tedavisinde yapılan en önemli hata nedir? 

Diş kaynaklı abseler ağız içinde veya ağız dışında içi iltihap dolu şişlikler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bu iltihaplı şişliklerin derhal cerrahi olarak açılıp, içindeki iltihabın boşaltılması gerekmektedir. Hastaların sıklıkla sadece antibiyotik alarak kendi kendilerini tedavi etmeye çalışmaları, abse direne edilmediği için tedaviyi güçleştirmektedir.

3.BRUKSİZM TEDAVİSİ

Çiğneme ve yutkunma dışında oluşan diş temaslarının parafonksiyon (istenmeyen fonksiyonel hareketler) olarak kabul edilmektedir. Bruksizm (diş sıkma, diş gıcırdatma) gece veya gündüz çiğneme ve yutkunma dışında gösterilen diş sıkma davranışıdır. Toplumumuzda da sıklıkla görülen bu rahatsızlıktan çoğu zaman hastanın kendisinin de haberi olmamaktadır.

Nasıl Uygulanır?
Bruksizm’in Sebep Olduğu Olumsuzluklar...
Diş sıkma alışkanlığının iki ana nedeni bulunmaktadır. Bunlardan ilki stres, ikincisi ise kapanış bozukluğudur. Diş sıkma alışkanlığının sonucu olarak; dişlerde aşınma ve sızlama oluşur. Bunun dışında, dişlerde çatlak, kırık ve yer değiştirme görülebilir. Yanağın iç yüzünde beyaz çizgiler oluşur ve dilin etrafında dişlerin izleri görünür. Baş boyun ve yüz kaslarında ağrı oluşur. Alt yüz yüksekliği düşer, çene ucu ve burun ucu birbirine yaklaşır ve daha yaşlı bir görünüm oluşur. Alt çene zamanla öne doğru yer değiştirir ve konkav (iç bükey) profil görüntüsü oluşur. Yüz köşeli ve kare şeklinde görünür.
Bruksizm Tedavisinde Kullanılan 10 Yöntem
1 ) Gece plağı
2) Hatalı yapılmış olan diş dolgusu ve kaplamaların yenilenmesi
3) Botoks tedavisi
4 ) Diş gıcırdatması için bitkisel tedavi yöntemi
5 ) Stres terapisi
6 ) Cerrahi operasyon
7 ) Kas gevşetici ilaç uygulaması
8 ) Elektroşok tedavi yöntemi
9 ) Eksik olan dişlerin, tekrar yerine koyulabilmesi için protez uygulamaları
10 ) Rahat uyumayı sağlayıcı önlemler

4.20 YAŞ DİŞ ÇEKİMİ

Yirmi yaş dişleri genellikle çene kemiği içerişindeki konumu , üzerinin dişeti veya kemikle kaplı olmasından dolayı gömük durumundadırlar.
Dişin bir bölümü dişeti ile kaplı olduğu durumlarda sıklıkla enfeksiyon ve buna bağlı olarak yüzde şişme ve çene açmada azalma meydana gelir.Tekrarlanan enfeksiyonlar sonucu 20 yaş dişlerin etrafındakı kemik erimeye başlar ve yerine iltihabı doku oluşur.
Ayrıca çene kemliğindeki konumundan dolayı bazen önünde bulunana azı dişlerine baskı uygulayabilir bu durumda ağrı ve ön dişlerde çapraşıklık oluşur.

20 Yaş Diş Çekimi Nasıl Uygulanır?
20 yaş dişlerin çekimi genellikle cerrahi olarak yapılır ve çekiminden sonra bu bölgede şişlik ve ağrı görülebilir. Bu durum 20 yaş dişinin etrafında kemik dokusu varlığında oluşur. Diş etrafındakı kemiği uzaklaştırmak için geleneksel yöntemler yerine sert doku lazeri. (ER-YAG) kullanıldığında şişklik ve ağrı yüzde 80 oranında azalmakta ve doku iyileşmesi hızlanmaktadır. Ayrıca çekimden sonra düşük seviyeli lazer uygulaması ( LLLT) ile 20 yaş çekiminden sonra iyileşme dönemi ve çekimden sonra oluşan Kas spazmına bağlı çene kilitlenmesi daha kısa olur.

Gömülü 20 lik Diş Çekimi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır? Eğer dikiş atıldıysa, ki bir çoğunda dikiş atılır, 1 hafta sonra dikişler alınır ve hastamızın hiçbir sıkıntısı kalmaz. Gömülü diş çekildikten sonra ilk 1-2 gün ağrılar ve şişlikler olabilir. Özellikle dikkat edilmesi gereken dikişin attırılmamasıdır. Dikişlerin atmaması için de ağız çok fazla açılmamalı, yumuşak ve sıvı gıdaların tüketilmesi tercih edilmelidir. Dikişler alındıktan sonraki bakım sürecinde ise şunlara dikkat edilmesi gerekiyor oradaki diş boşluğu hemen kapanmamaktadır. Öncelikli olarak diş eti kapanır ve daha sonra zamanla alttan kemik dolduğu zaman o boşluk kapanıyor doğal olarak o diş boşluğuna girecek olan gıdaların enfekte olmaması ve sürekli olarak dilimizle o bölgeyle oynamamamız gerekiyor.

5.GÖMÜLÜ DİŞ CERRAHİSİ

Gömülü Diş Cerrahisi Nedir?
Gömülü dişler, hastalarımızın bildiğinin aksine sadece üst ya da alt çenede çenede (anatomik yerleşim) yerleşmeyebilirler. Vücudun çeşitli bölgelerinde (paranazal sinüsler, diğer kafatası kemikleri, over kistleri ya da dermoid kistler gibi tümöral oluşumlar içerisinde) çıktığı gözlemlenmiş gömülü diş vakaları bulunmaktadır (ektopik gömülü diş). Dolayısıyla bunlara uygun yaklaşımın belirlenmesi için plastik cerrahi uzmanının yorumu ve muayenesi özellikle önem taşır.

Nasıl Uygulanır?

Gömülü dişlerin alt çenede yerleşenleri genellikle 20’li yaşlarda kendilerini gösterir ve akıl dişi veya yirmi yaş dişi gibi terimlerle adlandırılır. Akıl dişleri her zaman gömülü kalmamaktadır. Düzgün çıkanları 2nci azı dişine komşu olarak nadiren de olsa normal dizilime uyum sağlayabilir. Ancak çoğunlukla içe, dışa öne ve arkaya yatık olma eğilimi gösterirler Yatık durumdaki dişler özellikle kemik altına gömülü iseler kemikte pencere açarak çıkartmak gerekebilir. Alt çene gömülü dişlerinin çekilmesi sırasında ağız içi örtüde bazı kesiler yapmak gerekebilir. Gömülü dişler genellikle çenede ağrı ile kendilerini göstermedikleri sürece sessiz kalırlar. Çenede ağrının nedeni temelde gömülü dişin diğerlerini itmesidir. Bazı hastalarda ileri dönemde teşhis konması nedeniyle rüzgarda savrulan ağaç manzarası olarak tabir edilebilecek diş eksen yamulmaları ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla bu tür diş dizilim bozuklukları da gömülü dişin çekilmesi açısından bir gereklilik oluşturur.
Gömülü dişler özellikle üst çenede yer aldıklarında çene eklemi kökenli olan kulak önü ağrısına neden olabilir. Bu durumda bu dişleri çekmek çene eklemi biyomekanik dengesini sağlamak açısından faydalı olabilir.
Gömülü diş alt çenede ise çene köşesinde yerleşir ve burada kemik dokunun zayıf noktasını oluşturur. Dolayısıyla ufak darbelerle alt çene kemiğinin kırılabilmesine zemin hazırlar. Bu hastalarda diş, kemiğin üst üste oturtulmasına engel oluyorsa ve diş yuvasında enfeksiyon olma ihtimali varsa dişin çekilmesi gerekebilir.

6.ÇENE KİSTİ CERRAHİSİ

ÇENE KİSTLERİ, YAVAŞ GELİŞİM GÖSTEREN VE UZUN SÜRE FARK EDİLMEYEN YAPILARDIR. CERRAHİ MÜDAHALE İLE ALINMALARI GEREKİR. ÇENE KİSTİ, ÇENE KEMİĞİ YA DA YUMUŞAK DOKUDA OLUŞABİLEN KİSTLERDİR.
Genellikle uzun süre belirti vermeksizin büyüme eğilimi göstermektedir. Çene kistleri, ele gelen kitle ya da tesadüfen yapılan diş muayenesi sonrası panoramik röntgende saptanır ve cerrahi müdahale ile alınması gerekir. Çene kisti olanlar kistin olduğu yerin üstündeki dişlerde sallanmalar, dişin köküyle birlikte kendiliğinden çıkması, kulak ve baş ağrısı, çenede ağrı, diş ve dudak sinirine baskı yapması sonucunda ağrı ve dudakta uyuşmalar görülmektedir. Kisti büyümüş olanlar çenelerinde ele gelen bir yapıyla karşılaşmaktadırlar.

Nasıl Uygulanır?
CERRAHİ YÖNTEM İLE ÇIKARTILMAYAN ÇENE KİSTLERİ GİDEREK BÜYÜYEBİLİR, ÇENE KEMİĞİ HARABİYEYİ, ENFEKSİYON, DİŞ KAYIPLARI, İYİ YA DA KÖTÜ HUYLU TÜMÖRE DÖNÜŞEBİLİR.
Çene kisti ameliyatı iki yöntem ile yapılır. Bunlardan birincisi küçük kistler için uygulanan Enükleasyon yöntemidir. Enükleasyon yöntemi, kistin olduğu bölgenin uyuşturularak ya da hastanın tamamen uyutulması ile yapılmaktadır. Anestezi yöntemine anestezi doktoru ve diş hekimi beraber harar verir. Anestezi yöntemi uygulandıktan sonra kist bölgesindeki diş eti kesilerek kiste ulaşılır ve kist kapsülü ile birlikte çıkartılır. Kistin çıkartıldığı yer temizlenerek dikiş atılır ve kapatılır.
İkinci yöntem ise Marsüpyalizasyon‘ dur. Çene kisti büyük olanlar için uygulanan yöntemde, kistin büyüklüğü ve doğal olarak keseye yaptığı basınçtan dolayı öncelikle kist üzerine küçük kesi yapılarak içerisindeki cerahat bir miktar boşaltılır ve daha sonrasında daha büyük bir kesi açılarak kist bölgesinden çıkartılır ve dikiş atılır. Kistin direk olarak çıkartılmamasının sebebi, kistin büyüklük ve gerginliğinden doğan basınç nedeniyle işlem sırasında patlayarak cerahatin ağız ve yutağa yayılması, enfeksiyona neden olabileceğinden dolayıdır. İşlem sonrasında dişe de işlem uygulanmış olanlar için yara iyileşmesi gerçekleştikten sonra kanal tedavisi, diş çekimi yapılmış olanlar için ise implant (çene kemiğine vidalama yöntemi ile diş takılması) yapılarak hastanın eski hayatına dönmesi sağlanır.

7.PREPROTETİK CERRAHİ

Protez yapılmadan önce yumuşak ve sert dokuların daha iyi bir duruma getirilmesi amacıyla yapılan cerrahi işlemlerdir.

Bunlar;
* Çene kemiğinin üzerinde bulunan girinti ve çıkıntılar (Bunlar hareketli protezlerin kullanımı sırasında sürekli olarak vuruk yaralarına neden olur) düzeltilmesini
* Torusların (gelişimsel kemik büyümeleri yani lobuler kemik çıkıntıları) giderilmesini
* Frenektomiyi (dil ve dudak bağlarının kaldırılması)
* Protez kenarlarının mukozayı irrite etmesine bağlı olarak gelişen oluşumların (protez kenarı uru, irritasyon fibromu) alınmasını
* Erken yaşlarda diş kaybı ile birlikte uzun yıllar aynı protezi kullanan hastalarda çiğneme baskılarının kemiğe dengesiz iletilmesi sonucu kemik rezorpsiyonu ile birlikte çene kemiği üzerinde meydana gelen hareketli dokuların (mobil kretlerin düzenlenmesi) alınmasını içerir.

Nasıl Uygulanır?
Bazı kişilerin üst damaklarının ortasında, yada alt küçük azı dişlerin dile bakan yüzeylerindeki çene kemiğinde kemik çıkıntıları olabilir. Bu çıkıntılar doğumsaldır. Yani sonradan oluşmuş değildir. Bireye özgüdür. Takılıp çıkartılan Hareketli Bölümlü veya Tam Protez kullananlarda protez vuruklarına neden olabileceği gibi, kullanılan protezin sık sık kırılmasında da neden olabilirler. Eğer varsa, “Torus” adı verilen bu çıkıntıların proteze başlanmadan önce düzeltilmeleri gerekir.
Uzun zamandır kullanılan, artık ağız dokularıyla uyumunu kaybetmiş, eski protezi bulunan kişilerde, eski proteze bağlı olarak dişetlerinde yer yer büyümeler ve oynak yumuşak dokular gelişmiş olabilir. Bu dokular yeni protezin tutuculuğunu zayıflatacak ve protez vuruklarına neden olacaktır. Ayrıca uzun dönem süren protez irritasyonu sonucunda ağız kanserlerine kadar uzanabilen ciddi tablolar yaratabileceklerinden alınmaları gerekmektedir.
Özellikle genç yaşlarından beri Hareketli Protez kullanan hastalarda, protezi tutan çene kemikler eriyerek silikleşmiştir. Yeni yapılacak protezin tutunmasını sağlamak amacıyla Çene Cerrahları tarafından “Vestibüloplasti” denilen bir işlemle proteze destek olacak kemiğin biraz belirginleştirilmesi sağlanabilir.

8.APİKAL REZEKSİYON

Diş kökü ucundaki kistin veya enfeksiyonun, diş kökünün 1/3 lük alt kısmıyla beraber çıkartılması işlemidir.
Diş köklerinde apse varlığında çekim tek seçenek değildir. Önce kanal tedavisi yapılır. Yeterli olmazsa da rezeksiyon şansı vardır.
Apikal rezeksiyon, inatçı kök apselerinde diş köküne dışarıdan yapılan direk müdahale ile tedavi sağlanmasıdır. Dişin kökünün ve apsenin olduğu bölgede çene kemiği üzerinden küçük bir pencere açılır, apse temizlenir. Diş iyileşmeye bırakılır.
Apikal rezeksiyon yapılmasına, kanal tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda, geleneksel yöntemlerde kanal tedavisi yapılamayacak durumlarda ya da biopsi amaçlı olarak karar verilebilir.
Apikal rezeksiyonun rezeksiyonun yapılabilmesinin bazı şartları vardır. Örneğin dişin kökündeki iltihap kök kırığından kaynaklı ise rezeksiyonun bir faydası olmayacaktır. Dişin kökü anatomik oluşumlara yakınlık gösteriyorsa apikal rezeksiyon sıkıntılı olacaktır.

Nasıl Uygulanır?
Yapılacak olan hastanın operasyon öncesi ağzını antiseptik bir gargara ile çalkalamasında fayda vardır. Hastanın 1 gün öncesinden klorheksidin içeren gargara kullanmaya başlaması yara iyileşmesinin hızlanması açısından yararlı olacaktır. Operasyon öncesi hastanın ağrı kesici kullanması, operasyon sonrası ağrının daha az olmasını sağlar.
Apikal rezeksiyon yapılacak olan diş, lokal anestezi ile uyuşturulur. Diş klasik bir diş dolgusu ve diş çekimi nasıl uyuşturuluyorsa aynı şekilde uyuşturulacaktır.
Kökteki lezyonun büyüklüğüne, dişin kökünün harabiyet derecesine göre sadece kök ucu bölgesinden veya diş ile diş etinin başladığı sınırdan itibaren kemik yüzeyi açılır, kök ucundaki iltihabi doku temizlenir. Burada bakterilerin tam olarak yok edilebilmesi açısından diş kökünün bir kısmında da kesi yapılacaktır.
Kök ucundaki lezyon dolayısı ile komşu dişlerin de etkilendiği durumlarda, bu dişlere de kanal tedavisi yapılması ve apikal rezeksiyonun komşu dişleri de kapsayacak alanda yapılması gerekmektedir.
Enfekte alan tamamen temizlenip kök ucunun dolgusu yapıldıktan sonra kaldırılan diş eti yerine dikilir. Dikişler kendiliğinden rezorbe olmayan ipliklerle atıldı ise 7 gün sonra alınacaktır.